Kanal İstanbul güzergahındaki inşaatlar her geçen gün yayılırken İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun ‘Şehrin muhafızları’ olarak nitelendirdiği İBB bürokratlarının itirazları ve mücadelesi sürüyor. İBB operasyonlarında gözaltına alıp Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan İBB Genel Sekreter Yardımcısı Gürkan Akgün, cezaevinden SÖZCÜ için yazdığı mektupla bölgedeki yapılaşmaya dair son durumu anlattı.
Sosyal konut etiketi ile bu bölgedeki rant projesinin gizlenmeye çalışıldığını söyleyen Akgün, “Geç gelen adalet, adalet olmuyor” dedi.
‘ADALET GEÇ KALIYOR’
Bölgede başlayan tüm inşaatların Kanal İstanbul ile doğrudan ilişkisi olduğunu söyleyen Akgün, imar planlarının adının ‘Kanal İstanbul ve Yenişehir’ olduğunu belirtti. 2012 yılında bu alanların rezerv alan ilan edilerek yapılaşma hikayesinin başlamasının Kanal İstanbul’a dayandığını aktaran Akgün, “Bir kısmına ‘sosyal konut’ etiketi koyup bu Kanal İstanbul ve Yenişehir adlı rant ve gayrimenkul projesini meşrulaştıramazsınız. İstanbul için, geleceğimiz, suyumuz, toprağımız için tüm İstanbulluların bu gerçekleri görmesi çok mühim. Hukuki süreçler maalesef çok yavaş işliyor. Geç gelen adalet, adalet olmuyor. Bu insan için de böyle, doğa için de, kent için de” ifadelerini kullandı.
Akgün Silivri’den şunları söyledi: “İstanbul su temini açısından dışarıya bağımlı bir kent ve sizin tüm kaynaklarınızın üzerine titremeniz lazım. Başakşehir, Küçükçekmece, Arnavutköy ve Bahçelievler’de mevcutta 2.7 milyon kişiye nasıl su temin edeceksiniz? Hem mevcut içme suyu kaynağını yok ediyorsunuz. Hem yeni imarlarla bölgeye 2 milyon yeni nüfus getiriyorsunuz. Dolayısıyla çok daha büyük bir su talebi yaratıyorsunuz.
‘İSTANBUL’DA KURAKLIĞI TETİKLİYORSUNUZ’
Bölgeye yeni gelecek nüfusun su ihtiyacını karşılamak için vatandaşın cebinden çıkacak olan yeni baraj, içme suyu, atık su, yol vb. milyarlarca liralık altyapı maliyetlerini hatırlatan Gürkan Akgün, “Öte yandan boş alanı imara açıp betonlaştırdığınız için iklim krizini her geçen gün daha belirgin bir şekilde yaşadığımız bu dönemde, kentte bir ısı adası oluşturuyorsunuz. Yani kuraklığı daha çok artırıyorsunuz” ifadelerini kullandı.
